Çek, ticaret hayatında olmazsa olmaz hale gelmiş kıymetli evrak niteliğine sahip bir kambiyo senedidir. Önemi dolayısıyla alacaklısına diğer kıymetli evraklarda olmayan çeşitli koruma yolları öngörülmüş, belirli koşullarda devlet müdahalesine gerek duyulmuştur. Örneğin; 5941 sayılı Çek Kanunu uyarınca düzenleme tarihine göre kanuni ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili “karşılıksızdır” işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında adli para cezasına hükmolunacaktır. Görüldüğü üzere poliçe veya bononun aksine, doğrudan devlet müdahalesine ihtiyaç duyulmuş, adli para cezasının ödenmemesi halinde cezanın doğrudan hapis cezasına çevrilmesi geçmişten günümüze birçok tartışmaya sebep olmuş, nihayetinde 7226 sayılı Kanun ile soruna çözüm getirilmeye çalışılmıştır. Bu bilgi notu 7226 sayılı Kanun öncesi karşılıksız çek keşide etmekten kaynaklanan cezai sorumluluğu ve 7226 sayılı Kanun ile getirilen yenilikleri açıklamak amacıyla hazırlanmıştır.
a) Karşılıksız Çek Keşide Etme Cezai Sorumluluk
5941 sayılı Çek Kanunu madde 5 uyarınca, düzenleme tarihine göre kanuni ibraz süresi içerisinde ibrazı halinde çekle ilgili “karşılıksızdır” işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi 1 hakkında hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak 1500 güne kadar adli para cezasına hükmedilecek, ancak adli para cezası çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamayacaktır. Örneğin, 100.000-TL bedelli çekin 50.000-TL’lik kısmının karşılıksız çıkması halinde hükmedilecek adli para cezası 1500 gün hesabından değil, doğrudan 50.000-TL olacaktır. Bu suç nedeniyle ön ödeme, uzlaşma, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin hükümler uygulanmayacaktır. Yine bahsi geçen adli para cezasının ödenmemesi halinde cezanın doğrudan hapis cezasına çevrileceğini de belirtmek gerekir
7226 sayılı Kanun yürürlüğe girmeden önce çekte karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişinin hapis cezasından kurtulmasının tek yolu karşılıksız çıkan bedelin adli para cezası olarak ödenmesiyken, aşağıda detaylandırılacağı üzere yeni çıkan kanunla birlikte çek bedelinin taksitler halinde alacaklıya ödeyen kişi hem hapis cezasından kurtulmakta hem de borcunu azaltmaktadır.
Karşılıksız çek keşide etmenin cezai sorumluluğu adli para cezası ve hapis cezasıyla sınırlı değildir. Bunlarla birlikte mahkeme çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağına hükmedecektir. Ticaret hayatında devam etmek isteyenler için birçok sakınca doğuran bu yaptırımın yanında bu kişilerin yasaklılıkları süresince sermaye şirketlerinin yönetim organlarında görev alamayacağına da değinmek yerinde olacaktır.
b) 7226 sayılı Kanun ve Çek Affı
7226 sayılı Kanun madde 49 ile Çek Kanunu’na yeni bir düzenleme gelmiştir. Anılan düzenleme uyarınca yukarıda sayılan ve 24/03/2020 tarihine kadar işlenen suçtan dolayı mahkûm olanların cezalarının infazı 26/03/2020 tarihi itibariyle durdurulmuştur. Buna göre hükümlü, tahliye tarihinden itibaren en geç üç ay içerisinde çek bedelinin ödenmeyen kısmının onda birini alacaklıya ödemek zorundadır. Kalan kısmını üç aylık sürenin bitiminden itibaren ikişer ay arayla on beş eşit taksitle ödemesi halinde mahkeme ceza mahkumiyetinin bütün sonuçlarının ortadan kaldırılmasına karar verecektir.
Örnek üzerinden açıklayacak olursak; 100.000-TL bedelli çekin 50.000-TL’lik kısmı karşılıksız kalmış, çeki düzenleyen kişi karşılıksız çek keşide etmekten dolayı 24/03/2020 tarihinden önce mahkûm olmuştur. Kişinin ceza mahkumiyetinden kurtulması için tahliye tarihinden itibaren en geç üç ay içerisinde 5.000-TL ödemesi, geri kalan bakiye 45.000-TL’yi ise bahsi geçen üç aylık sürenin bitiminden itibaren ikişer ay arayla 3000-TL olarak on beş taksit halinde ödemesi gerekmektedir. Önemle belirtmek gerekir ki bu husus, alacaklının rızasına bağlı olmayıp borçluya kanunen tanınan hak niteliğindedir. Borçlu, bu süreci işleterek ceza mahkumiyetinin bütün sonuçlarının ortadan kaldırılmasını sağlayabilecektir. Uygulamada soru işaretlerine neden olan bir diğer husus ise taksitlendirmeye uygun olarak ödenen çek bedelinin icra takibini sona erdirip erdirmeyeceği meselesidir. İlgili ödeme, çek borcunun tamamını ve icra takibini sona erdirmeyecek, salt ceza mahkumiyetine etki edecektir. Zira çek bedelinin fer’ilerine, icra takibi ve yargılama giderlerine, vekalet ücretine ve sair masraflara ilişkin borç devam etmektedir.
On beş taksitten birinin ödenemediği halde kanun bir defaya mahsus olmak üzere ödenmeyen taksitin sürenin sonuna ekleneceğini kararlaştırmıştır. Ancak bu hususun tekrarı halinde, kalan taksitlerden birinin ödenmediği takdirde alacaklının şikâyeti üzerine mahkemece hükmün infazının devamına karar verir. Bu noktada taksitlendirme sürelerine eksiksiz şekilde riayet etmek, alacaklıyı ve mahkemeyi ödemenin yapıldığına ilişkin bilgilendirmek olası uyuşmazlıkları önlemek adına önem arz etmektedir. Verilecek kararlarda hükmü veren İcra Ceza Mahkemesi’nin yetkili olduğunu, verilen kararlara karşı itiraz yolunun bulunduğunu belirtmekte yarar görüyoruz. Son olarak, ilgili maddenin her bir suç için ancak bir kere uygulanabileceğini belirtmek gerekir.